Bu Yazıyı Paylaşın

Blog

Dikişle Konuşan Kadın: Tarihin İlk Tekstil Ajanı Lorina Bulwer

Dikişle Konuşan Kadın: Tarihin İlk Tekstil Ajanı Lorina Bulwer

Dikiş deyince akla çoğunlukla ev işleri, sabır ya da nostalji gelir. Ama bir kadının bu basit görünen zanaatı bir isyan aracına dönüştürdüğünü biliyor muydunuz? Lorina Bulwer, 19. yüzyılda İngiltere’de yaşamış, hayata kumaş üstüne işlediği kelimelerle meydan okumuş olağanüstü bir kadın. Hikâyesi hem sarsıcı hem de ilham verici. Çünkü o, dikişi sadece süs değil, bir silah gibi kullandı.

Lorina’nın Dünyası

Lorina Bulwer, 1838 doğumlu, büyük ihtimalle orta sınıf bir aileye mensup bir kadındı. Hayatının büyük bir bölümünü ruhsal problemler nedeniyle akıl hastanesinde geçirmek zorunda kaldı. Ama orada bile sesini bastırmalarına izin vermedi. Konuşma, yazı ya da dış dünya ile iletişim kurma imkânı olmayan bir ortamda, Lorina kendine çok özgün bir yol çizdi: metrelerce uzunlukta kumaş parçalarına, eliyle işleyerek yazdığı yazılarla adeta bağırdı.

Bugün elimizde olan bu dikiş “mektuplar” bazen 3 metreyi aşıyor. Büyük harflerle, çoğu zaman noktalama işareti kullanmadan, sürekli bir öfke akışıyla dolu satırlardan oluşuyorlar. Metinlerde tanımadığı doktorlara, akrabalarına, hatta Kraliyet ailesine bile göndermeler yapıyor. Her satır bir çığlık gibi. Bu kumaşlara yazılanlar; hem bir protesto, hem bir öz savunma, hem de unutulmamak için verilen bir mücadele.

Lorina Bulwer'in dikiş görselleri örneği

Görsel: By Lorina Bulwer, via Made in Slant, Public Domain, Wikimedia Commons

Dikiş: Sadece Sanat Değil, Direniş

Lorina’nın yazdıkları ilk bakışta karmaşık, hatta düzensiz gelebilir. Ama satırların altına gizlenmiş çok daha büyük bir anlam var. Dikişin “kadın işi” olarak küçümsendiği bir dönemde, Lorina bu işi kendi anlatısına dönüştürerek güç kazandı. O dönemde kadınlar ne gazete köşelerinde yazabiliyor, ne de kamusal alanda seslerini duyurabiliyordu. Ama kumaşlar üzerindeki bu yazılar, sessiz kadınların sesiydi.

Bazı tarihçiler Lorina’nın yaptığı işi “gizli ajanlık” gibi yorumluyor. Çünkü dikişi, göz önünde ama fark edilmeyen bir protestoya çevirmişti. İğnesiyle sadece kumaş değil, aslında zamanın ruhunu da dikiyordu.

Bugün Bize Ne Anlatıyor?

Lorina Bulwer’ın hikâyesi bugün çok daha güçlü yankı buluyor. Çünkü onun yaptığı şey, birçok kadının hâlâ yapmaya çalıştığı bir şey: Duyulmayan sesi görünür kılmak. El emeğiyle, sabırla, sözcükleri kumaşa işlemek, bir nevi iyileşmek ve var olmak demek.

Lorina Bulwer'in dikiş mektuplarına dair görsel.

Görsel: By Museumjack – Thackray Museum of Medicine, lisans: CC BY 4.0, Wikimedia Commons

Lorina’nın kumaşları bugün müzelerde sergileniyor. Onlara bakınca sadece bir kadının iç dünyasını değil, o dönemin kadınlık durumunu, akıl sağlığına dair algısını, sistemin dışladığı bireyleri de görüyorsunuz. Lorina bize diyor ki: “Konuşamasam da yazabilirim. Yazamasam da dikebilirim. Ama yok olmayacağım.”

Dikişle İfade Etmenin Gücü

Dikiş, bugün hâlâ birçok kadın için sadece bir uğraş değil; rahatlama, duyguları işleme, hatta travmaları dönüştürme alanı. Lorina’nın hikâyesi, bu yönüyle de ilham verici. Belki de senin elindeki iğne ve iplik, kendi hikâyeni anlatmanın sessiz ama etkili bir yoludur.

Bu Yazıyı Paylaşın

Çift Dikiş olarak bilginin yalnızca bizler tarafından sunulmasını doğru bulmuyoruz. Özellikle bu işlerle uzun yıllar boyunca uğraşan, emek veren, tecrübe edinen ve deneyimlerini diğerlerine aktarmak isteyen herkese bir alan tanıyoruz.

Bir yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Zorunlu alanlar işaretlidir *

You may use these HTML tags and attributes: <a href="" title=""> <abbr title=""> <acronym title=""> <b> <blockquote cite=""> <cite> <code> <del datetime=""> <em> <i> <q cite=""> <s> <strike> <strong>